GENİŞLETİLMİŞ KURULLAR TOPLANTISI

Kaymakamımız Sayın Tuncay Sonel, Belediye Başkanımız Sayın Dursun Mirza, Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Rektörümüz Sayın Prof.Dr.Süleyman Özdemir ve Borsamız kurullarının değerli üyelerinin katılımlarıyla Genişletilmiş Kurullar Toplantısı yapıldı.

Toplantının açılış konuşmasını Meclis Başkanımız İsmail Tunçbilek yaptı. meclis Başkanımız konuşmasında “5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 96.maddesi gereğince düzenlemiş olduğumuz Genişletilmiş Kurullar toplantısına hepiniz hoş geldiniz.Bu toplantılarımızın amacı üyelerimizin karşılaştığı sıkıntılara çözüm yolu aramak, çeşitli isteklerini de ilgili kişi ve kurumlara aktarmaktır.Bandırma Ticaret Borsası olarak gerçekleştirdiğimiz hizmetlerde kurullarımızın görüş ve önerileri her zaman önemli bir yer tutmuştur. Borsamızda sağladığımız bu güzel uyum ve sinerjinin 2016’da da katlanarak devam edeceğine inancımız tamdır.

Değerli Misafirlerimiz;

Önümüzdeki yıllarda ekonomideki değişim hızlanacaktır. Bizim hem Bandırma’yı, hem Borsamızı hem de üyelerimizi bu hedeflere yöneltmemiz gerekmektedir. Bu nedenle bugünkü toplantımızın kapsamını genişleterek tüm üyelerimizi de dahil ettik. 76 yıllık kurumumuzu Devlet nezdinde, Türkiye Odalar ve Bosalar Birliğinde ve Bandırma’nın ve Bölgenin değişik platformlarında en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık. Borsamızın itibarını hep birlikte koruduk. Kavgaya, polemiğe, çekişmeye girmedik. Her zaman birlik ve beraberlikten yana olduk.Hayvancılık sektörümüz  bugünlerde çok kritik ve sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Küçük üretici de şikayetçi, Büyük süt işletmeleri de şikayetçi. Küçük imalatçı da şikayetçi ,Büyük sanayi işletmeleri de şikayetçi.Tarım bakanımızın da sorunun tespiti  için sektör temsilcileri ile bölgesel toplantılar yaptığını ,çözüm için de büyük gayret  sarfettiğini  görüyoruz. 30  yıl önce tartışılan sorunların hala tartışılıyor olması  da üzüntü vericidir.Kırmızı et fiyatlarındaki artışın ,Beyaz et  ve süt  fiyatlarındaki düşüş ve istikrarsızlığın bir türlü önlenemiyor olmasının  sebeplerinden biri, tarım ürünlerinde olduğu gibi, hayvancılıkta da Üretim planlamasının  yapılmıyor olmasının bir sonucudur.Ülkemizde şu andaki süt üretim miktarı 18 milyon ton /yıl dır. Tüketim miktarı ise 13 milyon ton /yıl dır. Yıllık 5 milyon ton/yıl gibi bir üretim fazlalığımız vardır. Bu fazlalığı eritecek süt ürünleri ihracaatının yapılamıyor  olmasından dolayı bu kısır döngü yıllardır devam ediyor.Ya ihracatı arttırıcı tedbirler ve teşvikler geliştirilmesi gerekir, ya da üretim fazlalığını önleyecek tedbirler alınması gerekmektedir.Halen uygulanmakta olan desteklemelerin yeniden gözden geçirilmesi  gerektiği kanaatindeyim.Bu kadar  çok süt üretimimiz var fakat ,dünya pazarlarına sunduğumuz  1 tane süt ürünü markamız yok.Teşviklerin, ihracatı yapılan süt ürünlerinde arttırılması gerekmektedir. Üretimlerde ise, desteklemelerin büyük işletmelerden ziyade, kendi yapımıza göre maksimum büyüklükleri  tespit edilerek belirlenecek aile işletmelerine verilerek sınırlandırılmalıdır.Gerekirse aile işletmelerinde,  süt için kg başına verilecek  miktar artırılmalıdır.Böylece küçük çiftçinin ve hayvancının köyünde ve tarımın içinde kalması sağlanmalıdır. Bu aynı zamanda kentlere göçün önüne geçilmesine katkı sağlayacak ve ileride gereksinimi olacak sağlık, barınma, eğitim ,altyapı  gibi daha fazla yük getirecek sorunların önüne geçilmiş olunacaktır. Besi hayvancılığı için de Bakanlığımız nezdinde üniversitelerimiz ile  ARGE çalışmaları başlatılmalı,TİGEM çiftliklerinde kendi iklim şartlarımıza ve flora yapımız uygun yerli ve milli etçi besi hayvanı  ırkımızı geliştirmeliyiz. Katılımlarından dolayı Kaymakamımız Sayın Tuncel Sonel’e, 17 Eylül Üniversitesi Rektörü Sayın Prof.Dr.Süleyman Özdemir’e, Belediye Başkanımız Sayın Dursun Mirza’ya, değerli kurul üyelerimize, sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcilerine, Borsamızın kıymetli üyelerine, basınımıza ve çok kıymetli misafirlerimize şahsım ve Bandırma Ticaret Borsası adına teşekkür ederim.” dedi.

Yönetim Kurulu Başkanımız Halit Sezgin Konuşmasında;

“Dünya çapında, şehirlerarası rekabetin ülkeler  arasındaki rekabetten çok daha şiddetli ve yüksek düzeyde olduğu görülmektedir. Dünyada 2 milyon 700 bin şehir, 3 bin büyük şehir, 455 metropol şehir sürekli birbirleriyle rekabet halindedir.Küreselleşme etkisiyle dünyanın pek çok ülkesindeki yüzlerce şehir isimlerini duyurma ve küresel ekonomiden daha fazla yararlanmanın yollarını aramaktadır. İnternetin ortaya çıkışı, küresel yatırım imkânlarının artışı ve ulaşım teknolojilerinde yaşanan gelişmeler şehirler arasındaki bu küresel rekabeti daha da şiddetlendirmiştir. İnternet sayesinde şehirler daha fazla görünürlük kazanırken, ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler dünyanın uzak bölgelerine gerçekleştirilen seyahatlerin sürelerini kısaltmış ve kolaylaştırmıştır.Diğer yandan küresel yatırım ortamının oluşması da, yatırımcıları dünyanın her köşesinde kolayca ve hızlı bir şekilde yatırım yapabilme imkânına kavuşturmuştur. Bu gelişmeler, birçok şehir için muazzam fırsatlar yaratmıştır.Belediyeler, geleceği nasıl inşa edebileceklerini plânlamak mecburiyetindedir. Stratejik pazarlama ve gelişme plânı markalaşmanın olmazsa olmazları arasında bulunmaktadır. Şehirden marka yaratılabilmesi için en önemli çıkış noktası, yarını plânlamak ve stratejiler üretmekten geçmektedir.   Markalaşmak, büyük ölçüde ön plâna çıkmayı, bayraklaşmayı ve fark edilmeyi temsil etmektedir.Derisini değiştirmeyen yılan ölür. Çünkü değişmeyen, değişime direnen varlıklar, yapılar, sistemler zamanla önemini kaybetmektedir. Bu bakımdan yenilenme, her türlü yaşamın sürekliliğini sağlayan bir olgudur.Ne yazık ki bugün geri kalmış şehirler, lokomotife takılmış vagonlara benzemektedirler. Lokomotif de bu vagonları istenilen yöne sürükleyip götürmektedir.Şehirleri marka durumuna getirecek olan en önemli faktör, o şehirde yaşayan insanlardır. Şehirde yaşayan insanların mümkün olduğunca nitelikli olması şehrin kalkınmasında fark yaratacaktır. Yani her şeyin başı eğitimdir. Mesleki eğitimden, üniversite eğitimine kadar her alanda başarılı olmak zorunda olduğumuz gerçeğini bilmeliyiz.Bandırma Sektörel Gelişim Bölgesi, ‘Tarım Odaklı Sanayi Gelişim Bölgesi’ olarak açıklandı. Bölgede Bandırma, Erdek, Manyas, Gönen ve Marmara İlçeleri ile Yeniçiftlik, Balıklıçeşme, Kozçeşme, Gümüşçay, Karabiga, Çardak, Umurbey, Aksakal, Edincik, Karşıyaka, Ocaklar, Salur, Kızıksa, Sarıköy, Avşa, Saraylar yerleşim yerleri olarak; Bandırma, Balıkesir İl Merkezi ve Gönen üniversite alanları olarak kabul edilmiştir.Günümüzün yükselen eğilimlerinden bir diğeri de güçlü ticaret bağlantıları kurmaktan geçmektedir. Artık az olsun benim olsun dönemi bitmiştir. Şehirlerin ticaretlerini güçlendirmesi için gelişmiş hava, deniz ve kara bağlantılarına ihtiyacı var. Bandırmamız, bu anlamda birçok şehrin önündedir. Lojistik konumunu avantaja dönüştürme becerisine sahip olmalıyız. Ama en önemli faktör şehirde güçlü bir liderliğin, birlik ve beraberliğin, iradenin olmasıdır. Eğer bunları hayata geçirecek güçlü bir irade varsa, beraber çalışacak bir ortak akıl varsa, başarı peşi sıra gelir. İşte bu liderliği ortaya koyacak asli unsurlardan biri de il ve ilçelerde bulunan Oda-Borsalardır. Oda-Borsalar, kamu kurum ve özel sektör ile birlikte çalışarak yerelde bir kalkınma hamlesini hayata geçirirse bizim onlarca YILDIZ ŞEHRİMİZ olur. Küresel rekabette öne çıkarız, bölgemiz ve ülkemiz hedeflerine güvenle ve emin adımlarla yürür.

Değerli Misafirlerimiz;

Şehirler ve bölgeler kalkınmadan, bir ülke kalkınmış sayılmaz. İşte bu noktada şehirlerdeki üniversitelerin önemi ve kalkınmaya etkisi ortaya çıkar. Bir şehri kalkındıran en önemli etken iyi işleyen bir üniversitedir.Üniversiteler şehirlerin kalkınmasına birçok yönden katkı sağlar, dahası lokomotif bir rol üstlenir. Üniversiteler sadece yükseköğretim, AR-GE ve uygulama alt yapı ve imkânları, akademik, sosyal ve kültürel faaliyetleriyle kuruldukları bölgeye muazzam katkıda bulunmalarının yanı sıra üniversite için yapılan hizmet yatırımlarının çarpan etkisiyle de çok ama çok önemli katkı sağlıyorlar. Üniversitelere nitelikli bir öğrenci grubunu ve kadroyu çekmek için toplumsal birliğe hizmet edecek ve kentsel yaşam kalitesini artıracak proje ve hizmetler desteklenmelidir.Kentin süregelen imar planı çalışmaları sonunda sürekli bir nitelik kazanması için üniversitenin mutlaka ağırlığını koyması ve bu çalışmalarda uzman öğretim üyelerinin danışmanlıkları aracılığıyla kapsamlı ve sürekli bilimsel destek vermesi gerekmektedir. Şehrimizdeki nitelikli insanları tutmak, yüksek niteliklere sahip insanların şehrimize gelmesini istiyorsak bu insanların mutlu olacağı, güvenli ve kaliteli bir ortam sağlayıp yaşanabilir şehirler oluşturmamız ve onlara uygun iş ortamını sağlamamız gerekmektedir.Şehrimizde nitelikli insanların çalışabileceği, çok yönlü ve nitelikli işletmeler için güçlü özel sektör ve kamu birlikteliğine ihtiyacımız vardır. Sadece olanı korumayı değil, olmayanı getirmeyi de amaçlayan bir düşünceyle girişimcilerin ve yatırımcıların ilgi odağı haline gelmeliyiz. Tabii ki bu yatırımların doğal ve tarihi güzelliklerimize zarar vermemesi için gerekli önlemleri ve plânlamaları da yapmalıyız.Günümüzde halkla ilişkiler çok önemlidir. Şehir olarak üzerinde düşünmemiz gereken şeylerden biri de Bandırma algısıdır. Bu öğrenciler Türkiye’nin her yerinden gelmişlerdir. Yaşadıklarını gördüklerini ve gözlemlerini gittikleri yerlerde bir ömür boyu anlatacaklardır. Bu anlatımlar Bandırma’nın nasıl bir yer olduğunu ortaya koyacaktır.Bölgemiz ve Bandırma halkı ve Bandırma Ticaret Borsası bu eğitim kurumlarını şehirleri için bir artı değer olarak görüp, öğrencilere daha iyi hizmet ile eğitim sunacak tedbirler aldığında, bu durum Bölgenin ve  şehrin ekonomisine, kültür hayatına katkı olarak geri dönecektir. Bundan hiçbir şüphemiz yoktur.    “Hiçbir şey ayağınıza gelmez, en azından iyi olan hiçbir şey… Her şeyi gidip kendiniz almanız gerekir.” dedi. 

17 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Süleyman Özdemir Üniversiteyle ilgili gelişmelerden bahsederek, Borsanın Üniversite hakkındaki olumlu görüşleri için teşekkür etti.

Belediye Başkanımız Dursun Mirza Rotherdam Limanı ziyaretleri hakkında geniş bilgiler vererek “Sanayi karşıtı değiliz ama çevreci sanayi istiyoruz” dedi.

Kaymakamımız Sayın Tuncay Sonel birlik ve beraberliğin önemini belirttiği konuşmasında “Hep birlikte çok iyi işler yapacağımıza inanıyorum” dedi. Katılımları anısına plaket takdim töreni yapıldı.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.